Vajinal Akıntı Nedir? Sebepleri Nelerdir?

Vajinal akıntı, vajina sağlığını korumak ve pH dengesini sağlamak adına vücut tarafından doğal olarak üretilen bir sıvıdır. Vajinanın temizlenmesine yardımcı olan bu sıvı, ciltteki bakteri ve ölü hücrelerin vücuttan uzaklaştırılmasını destekler. Vajina içinde kayganlık sağlayarak kuruluk problemi gibi problemler yaşanmasının önüne geçer. Ancak bazı durumlarda akıntı renginde ve kokusunda değişiklikler olabilir. Berrak veya hafif beyaz renkli olan vajinal akıntıda sarılaşma veya grileşme görülebilir. Değişiklikler, enfeksiyonel bir durumun veya hastalığın habercisi olabilir. Bu nedenle vajinal akıntıda gözlemlenen değişikliklerin göz ardı edilmemesi gerekir.

Vajinal Akıntı Nedir?

Vajinanın temiz ve nemli tutulabilmesi için rahim ağzındaki ve vajina ağzındaki bezler vajinal akıntı salgılar. Normal şartlarda enfeksiyondan koruyan bir sıvı veya mukus olan bu sıvı günde 1 ila 4 ml kadar olacak şekilde salgılanır. Normal kabul edilen sıvı; şeffaf, kokusuz, kaygan ve ıslak bir akıntıdır. Ölü hücrelerin ve bakterilerin dışarı atılmasını sağlayan bu sıvı bazı dönemlerde anormal bir hale dönüşebilir. Adet döngüsünde, cinsel olarak uyarıldığında, hamilelik döneminde renksiz vajinal akıntılar görülmeye devam ederken olası bir enfeksiyon durumunda bu sıvının görünümü değişebilir. Anormal akıntı gelişmesi halinde sıvı renginde sarı veya yeşil bir renk görülebilir. Maya veya bakteriyel bir enfeksiyon geliştiği durumlarda renk değişikliği ilk sırada görülürken, sıvıda rahatsız edici bir koku da dikkat çekebilir. Vajinal akıntıda anormal bir durumun gözlemlenmesi halinde mutlaka bir kadın doğum uzmanına danışılmalıdır. İhtiyaç duyulan ilaç tedavileriyle vajinal akıntı problemi giderilebilir.

Vajinal Akıntının Nedenleri Nelerdir?

Vajinal akıntı normal bir oluşum olurken akıntının yapısının değişmesi farklı nedenlerden dolayı gelişebilir. Akıntıda koku, renk veya akıntı miktarında değişiklikler olabilir. Bu durumun temelinde genellikle enfeksiyonlar yer alır. Bakteriyel vajinoz olarak adlandırılan bu durum genellikle hamile kadınlarda veya birden fazla cinsel partneri olan kadınlarda görülür. Bazı durumlarda herhangi bir belirti açığa çıkmazken, vajina kokusunda güçlü ve kötü bir koku gelişmesi en sık karşılaşılan belirtileri arasındadır.

Kullanılan doğum kontrol hapları vajinal akıntı gelişiminde etkili olabilir. Şeker hastalığı da kadınlarda vajinal akıntıda değişiklik yaratabilir.

Vajinal akıntının uzun süreli olması daha ciddi durumların habercisi olabilir. Rahim ağzı kanseri, klamidya, bel soğukluğu gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar neticesinde akıntı görülebilir.

Kullanılan deterjanlar veya kozmetik ürünler nedeniyle vajina bölgesinde tahriş gelişebilir ve bu durumda vajinal akıntıda değişiklik oluşturabilir.

Vajinal Akıntının Belirtileri Nelerdir?

Vajinal akıntıda gelişen anormallikler halihazırda bir hastalığın belirtisi olabilir. Ancak vajinal akıntıya aşağıdaki semptomların da eklenmesi halinde bu durumun temelinde bir enfeksiyonun rol alabileceği düşünülebilir.

• Kaşıntı
• Vajina bölgesinde şişkinlik
• Kötü koku
• Köpüklü vajinal akıntı
• Yeşil, sarı veya gri renkli akıntı

Vajinal Akıntının Normal Miktarı Nedir?

Kadın vücudu vajina sağlığını desteklemek ve hijyenini sağlamak amacıyla doğal bir şekilde vajinal akıntı üretir. Günde 1 ila 4 ml arasında akıntı üretimi normal kabul edilir. Olası bir sağlık problemi gelişmesi halinde bu akıntı miktarı artabilir.

Enfeksiyonların Vajinal Akıntıya Etkisi Nedir?

Vajinal akıntının rengi, kokusu, kıvamı ve miktarında anormal değişiklikler, vajinal enfeksiyonların bir belirtisi olabilir. Vajinal enfeksiyonlar, vajina içindeki bakterilerin, mantarların veya diğer patojen mikroorganizmaların anormal bir şekilde çoğalması sonucu meydana gelir.

Mantar enfeksiyonu gelişmesi halinde vajinal akıntıda değişiklikler olabilir. Candida albicans mantarı nedeniyle gerçekleşen enfeksiyonlarda vajinal akıntı beyaz ve hafif yoğun bir hale dönüşebilir. Şiddetlenmesi halinde vajinal tahriş de söz konusu olabilir.

Bakteriyel vajinoz gelişen kişilerde, vajina içerisindeki bakterilerde dengesiz bir çoğalma söz konusudur. Bu tür durumlarda akıntı gri veya yeşilimsi bir renge dönüşebilir. Kötü bir balık benzeri koku gelişimi de gözlemlenebilir.

Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar görülmesi halinde yine akıntı yeşil veya gri renginde olabilir. Bu tür enfeksiyonlara genellikle klamidya veya gonore gibi bakteriler neden olur.

Hamilelik ve Vajinal Akıntı Arasındaki İlişki Nedir?

Hamilelik sırasında vajinal akıntıda değişiklikler meydana gelebilir ve bu değişiklikler genellikle hamileliğin normal bir parçasıdır. Hamilelik sırasında vajinal akıntıda yaşanan bu değişiklikler, hormonal ve fizyolojik değişikliklerle ilişkilendirilebilir.

Artan hormonal aktivite nedeniyle hamilelik sırasında vücutta çeşitli değişimler meydana gelir. Hamilelik sırasında progesteron hormonunun artış göstermesi vajinal bezlerin ve mukozanın ben fazla vajinal akıntı üretmesine neden olabilir. Artan akıntıyla beraber akıntı yapısı berrak veya beyaz renkte olabilir. Hafif koku ile karşılaşılması da normal kabul edilir.

Hamilelik sırasında artan vajinal akıntıya bazen “leukorrhea” denir. Leukorrhea, vajina iç yüzeyinin temizlenmesine ve enfeksiyon riskinin azaltılmasına yardımcı olur. Ancak, vajinal akıntıda herhangi bir değişiklik fark edildiğinde veya akıntı şiddetli kaşıntı, yanma, kötü koku, kanama veya diğer anormal belirtilerle birlikte geliyorsa, bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçmek önemlidir. Bu tür belirtiler, vajinal enfeksiyonlar veya diğer sağlık sorunlarına işaret edebilir ve tedavi gerektirebilir.

Vajinal Akıntıda Hormonsal Değişikliklerin Etkisi Nedir?

Vücutta gelişen hormonal değişimler vajinal akıntıda farklılıklar yaratabilir. Üreme sistemi sağlığı için önemli bir faktör olan orijinal akıntı hormon seviyelerinden etkilenebilir.

Östrojen hormonu, kadınların üreme sağlığını ve döngüsünü düzenleyen önemli bir hormondur. Adet dönemi boyunca vücuttaki östrojen seviyeleri değişir. Östrojen seviyelerinde artış gözlemlenmesi vajinal bezlerin daha fazla mukus üretmesine neden olabilir. Akıntının artması ise yapısında daha fazla sıvılaşma görülmesine neden olabilir.

Luteinleştirici hormon, ovülasyonun başlamasını tetikler. Ovülasyon sırasında hormonsal değişiklikler yaratan LH, akıntının daha berrak ve kaygan hale gelmesine neden olabilir. Bu durumun temelinde vücudun gebe kalma şansını arttırma eğilimi yer alabilir.

Progesteron hormonu ise hamilelik döneminde ve adet döneminin ikinci yarısında öne çıkan bir hormondur. Progesteron seviyelerinin yükselmesi ile vajinal akıntı daha yoğun ve koyu renkli olabilir.

Menopoz döneminde ise östrojen ve progesteron hormonlarında düşüş görülür. Bu durumun beraberinde vajinal mukus üretimi azalabilir.

Hamilelik ve doğum kontrol yöntemlerinin kullanılması da yine hormonsal değişiklikler yaratacağından vajinal akıntı miktarını etkileyebilir.

Vajinal Hijyen Ürünlerinin Vajinal Akıntıya Etkisi Nedir?

Vajinal hijyen ürünleri, vajinal bölgenin temizliği için kullanılır. Bu ürünlerin bazıları vajinal akıntıya farklı şekillerde yön verebilir. Parfümlü sabunlar ve yıkama ürünlerinin kullanılması vajina içindeki doğal dengenin bozulmasına neden olabilir. Vajinanın asit baz dengesini etkileyen bu durum vajinal akıntının pH değerini değiştirebilir ve enfeksiyon riskini arttırabilir.

Parfümlü tuvalet kağıtları da benzer etki yaratabilir. Vajinal bölgeye temas etmeleriyle bölgesel iritasyona sebep olabilirler. Vajinal temizlik mendilleri de benzer etki gösterebilir.

Douching, vajinal temizlik anlamını taşıyan, vajina içini temizlemek amacıyla su veya özel bir karışımın vajina içine püskürtülmesi işlemidir. Bu durum sonucunda da vajinanın asit baz dengesi bozulabilir ve vajinal akıntı miktarında değişiklikler gelişebilir. Genellikle uzmanlar tarafından önerilmeyen bir yöntemdir.

Vajinal Akıntı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Vajinal akıntı tedavisi, altta yatan ana nedene göre değişkenlik gösterir. Maya enfeksiyonları gelişmesi halinde bu durum genellikle krem veya jel formunda kullanılan ilaçlar ile tedavi edilir. İlaçlar ile mantar gelişiminin önlenmesi sağlanır. Bakteriyel vajinoz geliştiği durumlarda ise antibiyotik haplardan veya kremlerden faydalanılır. Bu tür durumlarda tedaviler birkaç gün veya bir hafta içerisinde etki göstermeye başlar.

Atrofik vajinit gibi bir durumun söz konusu olması halinde hormonal tedaviye ihtiyaç duyulabilir. İlaç ve kremlerle hormon replasman tedavisi uygulanabilir.

Daha ciddi enfeksiyonel bir durumun söz konusu olması veya kanser gelişiminin tespit edilmesi halinde ise tedavi içeriği genişler. Rahim ağzı kanserinde cerrahi müdahalelere veya kemoterapi gibi tedavi yöntemlerine başvurulması gerekir.

Vajinal Akıntıyı Önlemek İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Vajinal akıntının normal seviyelerde kalmasını sağlamak için alınabilecek bazı önlemler mevcuttur. Öncelikle vajina pH dengesini bozmamak adına kozmetik ürünlerden faydalanırken dikkatli olunmalıdır. Parfümlü sabunlar ve yıkama ürünlerinin vajina ile temas etmesinden kaçınılabilir. Tuvalet kağıtları parfümsüz ve renksiz tercih edilebilir. Vajinal temizlik gibi yöntemler gerekli görülmediği müddetçe uygulanmamalıdır. Bu tarz bir işlem öncesinde mutlaka doktora danışılmalıdır. 

Kullanılan pedler, vajina bölgesinin sıkıştırabilir ve hava almasını engelleyebilir. Ped kullanım süresinde özenli davranılması ve ihtiyaç duyulması halinde kullanılması önerilir.

Vajinal akıntı normal bir vücut fonksiyonudur ve vajinanın kendini temizlemesine yardımcı olur. Genellikle vajinal akıntının düzenli olarak temizlenmesi veya kontrol altına alınması gerekmez. Aksine, vajina sağlığını korumak için vajinal bölgeye çok fazla müdahalede bulunmak, enfeksiyon riskini artırabilir. Ancak vajinal akıntıda farklılaşma gözlemlenmesi halinde bir kadın doğum uzmanına başvurulması önerilir.