Whatsapp

Sarkoidoz Nedir? Nedenleri Nelerdir?

Anasayfa » Blog » Sarkoidoz Nedir? Nedenleri Nelerdir?

Sarkoidoz, genellikle genç yetişkinlik dönemini etkileyen, gelişim nedeni günümüzde hala daha belirlenememiş olan inflamatuar bir hastalıktır. Çoğu zaman akciğerleri etkileyen bu hastalık; böbrekler, kalp, deri gibi birçok organı da etkileyebilir. Çeşitli semptomlar açığa çıkmasına neden olan sarkoidoz, açığa çıkardığı belirtiler ile farklı hastalıklar ile benzetilebilir. Kişilerin semptom gözlemlemesi halinde mutlaka bir sağlık desteği alması önerilir. Aksi takdirde organlarda gelişen iltihaplanma şiddeti artabilir ve önemli ölçüde kişiye zarar verebilir.

Sarkoidoz Nedir?

Sarkoidoz, vücutta çeşitli organları etkileyebilen inflamatuar bir hastalıktır. Akciğerler başta olmak üzere vücuttaki birçok organı etkileyebilir. Bu nedenle sistemik bir hastalık olarak kabul edilir. Sarkoidozun tam olarak neden geliştiği bilinmemektedir. Yapılan çalışmalar bağışıklık sisteminin anormal bir tepkisi sonucu açığa çıktığının düşünülmesini sağlar.

Sarkoidoz gelişiminde granülom olarak adlandırılan küçük enflamatuar nodüllerin gelişimi rol alır. Granülom gelişen bölgeler inflamasyonun merkez bölgesi olarak kabul edilir. Hastalığın teşhisi için yapılan incelemelerde granülom nodüllerinin bulunduğu bölge tespit edilir.

Sarkoidozun Nedenleri Nelerdir?

Sarkoidozun kesin nedeni günümüzde henüz bilinmemektedir. Ancak hastalığın gelişiminde genetik yatkınlık ve bağışıklık sistemi anomalileri olduğu düşünülür. Aile geçmişinde sarkoidoz belirtisi olan bireylerde hastalığı geliştirme riskinin daha yüksek olduğu düşünülür. Bazı genetik faktörler aile içerisinde hastalığın aktarılmasına neden olabildiği öne sürülür.

Sarkoidoz, bağışıklık sistemi ile ilgili bir hastalık olarak kabul edilir. Bağışıklık sistemi normal şartlarda vücuda zararlı organizmalara karşı tepki verir. Ancak gelişen bazı anormallikler nedeniyle bağışıklık sistemi kendi hücrelerine saldırabilir. Bu durumun sonucunda ise sarkoidoz gelişebilir.

  Mide Balonu Takıldıktan Sonra Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Çevresel faktörlerin de sarkoidoz riskini artırabileceği düşünülür. Toz, kimyasal maddeler, enfeksiyon gelişimine neden olabilecek çevresel tetikleyiciler sarkoidoz başlangıcını hızlandırabilir veya şiddetlendirebilir. Ancak bu konu üzerinde araştırmalar ve tartışmalar devam etmektedir.

Genetik Faktörlerin Sarkoidoz Gelişimine Etkisi Nedir?

Sarkoidoz ve genetik faktörler arasındaki bağlantıyı kesinleştirmek üzere yapılan araştırmalar devam etmektedir. Ancak genetik yatkınlık nedeniyle bireylerde sarkoidoz gelişebileceğine yönelik güçlü veriler bulunur. Bireyin sarkoidozlu aile üyesine sahip olması halinde hastalığı geliştirme riskinin daha yüksek olabileceğine yönelik araştırmalar söz konusudur. Ailenin içerisinde hastalığın gelişmesi ve bireye de aktarılması hastalığın genetik yatkınlık ile gelişebileceğine yönelik fikirleri destekler. Ancak sarkoidoz sadece genetik faktörlere bağlı bir hastalık olarak düşünülmemelidir.

Sarkoidoz gelişiminde genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesinin önemli olduğu düşünülür. Genetik yatkınlığı bulunan bir kişi hastalığın gelişiminde rol alabilecek tetikleyicileri maruz kalması halinde granülom geliştirebilir.

Sarkoidozun Yaygın Olarak Görüldüğü Yaş Aralığı Nedir?

Sarkoidoz her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Genellikle genç yetişkinlik döneminde başlayan hastalık en sık olarak 20 ila 40 yaşları arasında gözlemlenir. Bu yaş grubundaki kişilerde sarkoidoz ile karşılaşma oranı daha yüksektir. Ancak hastalık çocukluk döneminden ileri yaşlara kadar her yaş grubunu etkileyebilir. Bu nedenle hastalığı belirli bir yaş aralığında sınırlamak doğru değildir. Hastalığın gelişiminde etnik köken, cinsiyet ve yaşanılan coğrafi bölge farklılık yaratabilir.

Hastalığın açığa çıktığı yaşa göre gözlemlenebilecek olan semptomlar değişiklik gösterebilir. Genç yetişkinlerde karşılaşılması halinde bireylerde akciğer semptomları gelişimi daha yaygındır. 

Sarkoidozun Belirtileri Nelerdir?

Sarkoidozun en sık görülen semptomları genellikle akciğer üzerinde gelişir. Hastalık çoğu zaman akciğerleri etkilediğinden kişilerde; nefes darlığı, öksürük, göğüs ağrısı ve balgam üretimi gibi belirtiler gözlemlenir. Bu semptomların oluşması halinde akciğerlerde granülomların oluştuğu düşünülebilir.

  Parkinson Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Sarkoidoz akciğer kadar deri, lenf düğümleri, kalp, karaciğer, sinir sistemi ve diğer organları da etkileyebilir. Bu organlarda iltihaplanma ve hasar yaratabilir. Hastalığın genel belirtileri arasında; ateş, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı ve eklem ağrıları yer alabilir. Lenf düğümlerini etkilemesi halinde bölgesel ağrı veya lenf düğümlerinde şişlik hissedilebilir. Deride gelişmesi halindeyse; kızarıklık, ciltte morluklar veya döküntüler gerçekleşebilir.

Sarkoidozun Etkilediği Organlar Nelerdir?

Sarkoidoz vücutta birçok organı etkileyebilir. Çoğu zaman akciğeri etkileyen hastalık çeşitli şartlar nedeniyle vücudun farklı organlarında da etkileşim gösterebilir. Sarkoidozun akciğer dışında gelişim gösterdiği bölgeler aşağıdaki şekildedir:

  • Karaciğer
  • Kalp
  • Böbrekler
  • Lenf düğümleri
  • Sinir sistemi
  • Deri
  • Göz

Sarkoidoz Tanısı İçin Kullanılan Testler Nelerdir?

Sarkoidoz tanısı konulabilmesi adına çeşitli klinik ve laboratuvar incelemelerine başvurulur. Hastalık nedeniyle gelişebilecek olan belirtiler farklı hastalıklarla da benzerlik gösterdiğinden sarkoidoz tanısı koymak için kapsamlı incelemeler yapılabilir. Doğru tanı konulması hastalığın tedavisi için son derece önemlidir.

Sarkoidoz şüphesiyle veya belirtileriyle sağlık kuruluşuna başvuran hastalar öncelikle doktor tarafından muayene edilir. Doktor hastalara çeşitli sorular yönelterek semptomların ne zaman geliştiği ve şiddetine yönelik değerlendirmeler yapar. Bazı durumlarda fiziksel muayenede gerçekleştirerek deride değişiklik veya lenf düğümlerinde şişkinlik olup olmadığını inceler. Yapılacak olan muayene ardından radyolojik görüntüleme tekniklerine başvurulur. Göğüs röntgeni veya bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme teknikleriyle akciğerlerde granülom veya farklı bir yapı gelişimi olup olmadığı incelenir.

Lenf düğümlerinde şişkinlik hissedilmesi halinde lenf düğümü biyopsisi gerçekleştirilebilir. Lenf düğümlerinde granülom varlığını tespit edilebilmesi adına bölgeden doku örneği alınarak laboratuvar incelemeleri yapılabilir. Biyopsi işlemi akciğer ve diğer organlar için de uygulanabilir.

Sarkoidoz teşhisi için kan testleri de uygulanabilir. C-reaktif protein (CRP) ve eritrosit sedimentasyon hızı (ESR) değerleri alınan kan örneği ile incelenir. Tam kan sayımı yapılarak lökosit değerleri de değerlendirilir. Tüm incelemeler sonucunda sarkoidoz teşhisi ve hastalığın hangi organı etkilediği tespit edilebilir.

  Antioksidan İçeren Besinler

Sarkoidoz Tedavisi Nasıl Yapılır?

Sarkoidoz tedavisi, hastalığın şiddeti, semptomların türü ve hastalığın geliştiği organa göre değişiklik gösterir. Tedavide ilk adım genellikle semptomların kontrol edilmesine yönelik atılır. İlaç tedavileriyle semptomların hafiflemesi ve hastanın yaşam kalitesinin yükselmesi hedeflenir.

Granülomların azaltılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştirilebilir. Yapılacak olan tedaviler ile granülom büyüme hızı ve yayılması kontrol altına alınabilir. Bu noktada kortikosteroid ilaçlara başvurulabilir. Kortikosteroidlerin yeterli olmadığı veya ilaçların yan etkilerinin tolere edilemediği durumlarda immünosupresanlara başvurulabilir.

Sarkoidozun Tekrarlama Olasılığı Nedir?

Sarkoidozun nüks etme (tekrarlama) olasılığı, hastalığın seyrine, tedaviye yanıta ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Sarkoidozun tekrar etme olasılığı kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve her hasta için özeldir. Hastalığın başlangıç şiddeti ve ağır semptomlara neden olması hâlinde hastalığın tekrarlama riski artabilir.

Sarkoidozun tedavi edilmemesi veya doğru tedavi uygulanmaması halinde hastalık yeniden şiddetlenebilir. Ancak iyi bir tedavi yanıtı elde edilmesi halinde bu risk ciddi ölçüde azalır.

Hastalığın nüks etme oranı etkilediği organa göre de değişkenlik gösterir. Akciğerlerin etkilenmesi halinde sarkoidoz tekrarlanma oranı daha yüksektir. Diğer organların etkilendiği vakalarda ise doğru tedavi ile hastalığın tekrarlama riski minimum düzeye düşürülebilir.

Aile geçmişi ve genetik yatkınlık da tekrarlama riskini etkiler. Aile üyelerinde sarkoidoz gelişimi olan kişilerde hastalığın tekrarlama riski daha yüksek olabilir. Genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörler de bu riskin artmasını tetikleyebilir.

Mücteba Gündüz

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD

Yazı Sayısı: 343

Profili Gör
Mücteba Gündüz
Mücteba Gündüz

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD

Articles: 343

Bizimle İletişime Geçin!

Sizlere daha fazla bilgi verebilmek için bizimle iletişime geçin.

Teşvikiye Mh. Sezai Selek Sk.

Tayman Ap. No:16 D:7 Şişli,İstanbul,TR