Diyet Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Diyet yapmak denildiğinde kişilerin aklına aç kalmak veya istedikleri şeylere artık hiçbir zaman yiyememek geliyor. Kelime anlamı olarak diyet, beslenme anlamına gelirken sağlık dünyasında diyet yapmaktan kasıt aslında sağlıklı beslenme oluyor. Bazı kişiler zararlı görülen yiyecekleri tamamıyla hayatımdan çıkarırken bazı kişiler ise dengeleme yöntemiyle sağlığını koruyor. Ancak diyet yapmak günümüzde hala direkt zayıflama olarak düşünülüyor.

Zayıflama yöntemleri arasında elbette ki diyet ilk sırada yer alıyor. Diyetle zayıflama sürdürülebilir olması halinde kalıcı sonuçlara imza atıyor. Diyet sürecinin ardından kişilerin mevcut kilolarını koruması ve sağlıklı beslenmeyi yaşamının bir parçası haline getirmeleri diyet sürecinin başarısını ispatlıyor. İstenilen sonuçlara sağlıklı bir şekilde erişilebilmesi için ise diyet yaparken dikkat edilmesi gereken başlıklar bulunuyor. 

Uzun Süre Aç Kalmamalısınız

Diyet yapmak aç kalmak değildir. Diyet yapma sürecine girildiğinde kişilerin kendini aç bırakması sıkça karşılaşılan bir davranıştır. Günlük beslenme şekline ve vücudun ihtiyaçlarına göre öğün dengelenmesi yapılmalı ve porsiyon miktarı belirlenmelidir. Uzun süre açlık bir süre sonra vücudu açlık sendromuna sokar. Bu noktada vücut aldığı tüm besini enerji olarak depolama eğilimine gider. Böylece kişi dilerse sadece tek öğünle beslensin kilo verme göremez. Vücut aldığı tüm besini depoladığı için bazı kişilerde kilo vermenin aksine kilo alma bile görülebilir. Bu tür bir durumun önüne geçilmesi için uzun süre aç kalmak yerine dengeli ve porsiyon kontrolü beslenmek gerekir.

Uzun süre aç kalınması ardından daha iştahlı bir şekilde sofraya oturulur. Bu noktada porsiyon kontrolü sağlamak son derece zordur. Gün boyunca aç kalınarak kalori açığı yakalansa da tek 1 öğünle bu kalori miktarı kapatılabilir. Aniden alınan fazla kalori kan şekeri üzerinde ciddi dalgalanmalara sebep olabilir. Bu durum tüketicilerin alınan kaloriyi direkt olarak yakamaması ve kalorinin depolanmasıyla sonuçlanabilir. Az az sık sık yemek, bazı kişiler için uygunken bazı kişiler içinse değildir. Beslenme kişiye özel şekilde planlanmalıdır. Diyetisyen ile zayıflamak, zayıflama sürecinin sağlıklı ve en doğru şekilde geçirilmesini sağlar. Diyetten korkmanın gerekmediğini gösteren diyet programları ile kişiler rahat bir şekilde kilo verebilir. Diyet sonrasında verilen kilolar koruma diyeti ardından kolayca geri gelmeyecek şekilde uğurlanır.

Düşük Kalorili Beslenmemelisiniz

Vücudu açlık sendromuna sokan bir diğer başlık ise düşük kalorili beslenmektir. Vücut yeteri kadar enerji alamadığından açlık sendromuna girer ve metabolizma hızını yavaşlatır. Metabolizma hızının yavaşlaması alınan enerjinin yakılamamasına neden olur. Bu sayede enerji yağ olarak vücutta depolanır. Bu durum zayıflamanın aksine kilo alma ile sonuçlanır.

Düşük kalorili beslenmenin vücutta yaratacağı tek olumsuzluk kilo alımı değildir. Kişi yeteri kadar protein tüketmediği takdirde kas ve kemik kaybına uğrayabilir. Yeteri kadar karbonhidrat alınmadığında ise açlık hissinin kontrolünün sağlanamaması, yorgunluk, halsizlik ve depresyona eğilim görülebilir. Yeterli miktarda yağ alınmadığında ise vücut enerjisiz kalabilir. Tüm bunların önüne geçebilmek için kişinin genel sağlık profili ve boy kilo oranı hesaplanarak günlük alması gereken enerji belirlenmelidir. Kişiler günlük olarak belirlenen miktarda kalori alımı yapmalıdır. Bu kalori alımı ise karbonhidrat protein ve yağ dengesine sahip olmalıdır. Diyetisyen ile zayıflama önemi burada bir kez daha devreye girer. Diyetisyen, kişinin günlük besin ihtiyaçlarını belirleyerek sağlıklı dağılıma sahip öğün planlaması yapar.

Su Tüketiminizi İhmal Etmemelisiniz

Su, bir vücudun temel ihtiyacıdır. Vücutta gerçekleşen birçok anabolik ve metabolik sistemde su görev alır. Yeterli miktarda su alınmadığı takdirde zayıflama sürecinde vücutta yakılan yağlar vücuttan atılamaz. Bu durum yağ hücrelerinin kan dolaşımında bulunmasına ve kalp damar sağlığını olumsuz etkilemesine neden olur. Yeterli miktarda su alınmaması ödeme neden olabilir. Ödem vücutta şişkinlik hissi yarattığından kişinin günlük hayatını olumsuz yönde etkiler. 

Su tüketimi metabolizma hızını hızlandırır. Hızlanan metabolizma hızı sayesinde kilo vermek kolaylaşır. Su tüketimi hayatın her anında önemliyken diyet sürecinde istenilen sonuca ulaşılmasındaki kilit noktalardan biridir. Günlük alınması gereken su miktarı hesaplanmalı ve bu değerleri aralığında su tüketimi gerçekleştirilmelidir.

Yeterli Protein Alımına Özen Göstermelisiniz

Günlük alınması gereken enerji ve bu enerjinin hangi besinlerden geldiğinin dikkat edilmesinin önemi vurgulandı. Bu besinlerden özellikle protein eksik alındığında direkt olarak gözle görülür değişimlere sebep olur. Yeterli protein alınmaması kas kayıplarına neden olur. Vücutta hücre yenilenmesinde ana materyali olan proteinin eksik olması halinde zayıflama süreci durur. Bu durum yine metabolizma hızının yavaşlamasıyla sonuçlanır.  Oluşan kas kaybı vücut kütle dağılımını olumsuz yönde etkiler. Yetersiz proteinle kişiler kendilerini daha çok aç hisseder. Bu durum porsiyon kontrolü sağlanmasını olumsuz yönde etkiler. Bir diyet listesinde protein miktarına son derece dikkat edilmelidir. Yeterli protein alımı için yağsız dana eti, kuzu eti, tavuk, balık ve kuru baklagil tüketimine özen gösterilmelidir. 

Uyku Düzenine Sahip Olmalısınız

Düzenli uyumak ve sağlıklı kilo arada olmak arasında önemli bir bağ vardır. Uyku süresi boyunca vücut, kendini dinlenmeye alır ve hormon salınımı değişir. Melatonin salgılanması ile uyku gelir ve bu noktada vücutta kortizol değerlerinde düşüşler görülür. Böylece vücut kendini dinlenmeye alır. Hücre yenilenmeleri gerçekleşirken metabolizma hızı yavaşlar. 00.00 – 04.00 ve 04.00 – 08.00 saatleri arasında toplamda 8 saat uyku sağlıklı kabul edilir. Günlük hayatta bu süreyi sağlamak herkes için mümkün değildir. Ancak bu noktada 00.00’da uykuya geçiş ve minimum 6 saat uyuma önerilir. Sessiz ve karanlık bir odada uyumak uykudan alınacak olan verimi arttırır. Düzenli uyku ile kan şekeri seviyelerinde dengelenme görülür. Bu dengelenme sayesinde kişi gün içerisinde açlık hissini daha rahat kontrol eder. Zayıflama yöntemleri arasında düzenli uyku başlığı atlanmamalıdır.

Günlük Beslenmenizde Taze Sebze ve Meyve Tüketimine Yer Vermelisiniz

Sebzeler ve meyveler doğal lif kaynaklarıdır. Lifler bağırsak sağlığının temel öğelerindendir. Sindirimi uzun sürdüğünden tüketimleri ardından uzun süre tokluk sağlarlar. Bu durum diyet süreci için avantajlıdır. Uzayan tokluk süresi sayesinde kişiler daha rahat porsiyon kontrolü sağlar ve gün boyunca atıştırma hissinin önüne geçer. Diyet sürecinde vücutta yer alan vitamin ve mineral değerleri de büyük rol oynar. Yetersiz miktarda vitamin ve mineral seviyeleri olması halinde kişiler hedeflendiği gibi kilo veremeyebilir. Taze sebze ve meyveler vitaminler ve minerallerden zengindir. Kişinin diyabet hastası olmaması halinde günde 2- 3 porsiyon kadar meyve tüketmesi 5- 6 porsiyon kadar ise sebze tüketmesi önerilir. Bu sayede günlük alınması gereken vitamin ve minerallerin birçoğu taze sebze ve meyvelerden kazanılmış olur.

Meyve ve sebze tüketiminden sonra daha kısa sürede acıkma durumu görülebilir. Bu noktada gerek ara öğün gerekse ana öğünlerde meyve ve sebzelerin yanına birer protein kaynağı eklenmesi önerilir. 1 ara öğün için meyvenin yanında süt, yoğurt veya kefir tüketilebilir. Ana yemeklerde ise sebzelerin yanına yoğurt ayran veya cacık gibi protein kaynakları eklenebilir. Zeytinyağı, kuruyemişler veya diğer sağlıklı yağ çeşitleriyle yine bu öğünler zenginleştirilebilir.