Mide Fıtığı Tedavisi

Mide fıtığı hem semptomatik hem de görünüş olarak rahatsız edici olabilen sağlık problemlerinden biridir. Hayati tehlikesi bulunmayan bu hastalığın yine de tedavisi oldukça önemlidir. Reflü hastalarında görülme sıklığı yüksek olan mide fıtığı farklı yöntemler ile tedavi edilebilir.

Diyaframın mideyle bağlanma kısmında bulunan küçük boşlukta midenin göğse doğru itilmesi mide fıtığı olarak tanımlanır. Fıtığın küçük veya büyük olmasına bağlı olarak açığa çıkabilecek problemler değişkenlik gösterebilir. Her iki durumda da çeşitli tedavi yöntemlerine başvurularak fıtığını tedavi edilmesi kişilerin günlük hayatını olumlu yönde etkiler.

Mide fıtığında semptomları azaltmaya yönelik yaşamsal değişiklikler yapılabilir. Fıtığın derecesine bağlı olarak küçük olması halinde tedavi planlanmasında ihtiyaç duyulmaz iken küçük önlemler ile fıtığın tekrarlaması veya ilerlemesinin önüne geçilebilir. Yağlı yiyecekler tüketiminden kaçınmak, asitli içecekler tüketmemek, yemek yedikten sonrasında yoğun egzersizler yapmamak veya uzanmamak, az az sık sık beslenmek gibi davranışlar günlük hayata eklenebilir. Fazla kilolu bireyler için kilo vermesi önerilir. Dar kıyafetler veya kemerler giymekten kaçınılmalıdır. Yemek yeme saatleri geç saatlere bırakılmamalı uyku ile yemek süresi arasında en az 4 saat konulmalıdır. Stresten kaçınılması büyük önem taşır.

Mide Fıtığı Nedir?

Mide fıtığı, midenin üst kısmında bulunan karın ve göğüs bölgesinin ayrılmasını sağlayan büyük kasın diyaframda bulunan açıklardan birinden göğse doğru şişmesidir. İlaçlarla veya alınan küçük bakım önlemleriyle tedavisi sağlanan bu durum bazı durumlarda cerrahi müdahalelere neden olabilir. 2 tür mide fıtığı bulunur. Kayan tipte mide fıtığı mide ve yemek borusunun alt kısmının diyafram yoluyla göğse doğru kaymasıdır. Diğer fıtık türüne göre daha yaygın 1 fıtık türüdür ilerlemesiyle paraösefageal fıtığa dönüşebilir. Paraösefageal mide fıtığı ise yemek borusu ve mide olması gereken yerde kalmaya devam eder ve midenin bir kısmı yemek borusuna doğru konumlanır. Bu durum midenin sıkışmasına ve kan akışında kesintiler olmasına neden olabilir. Kadınlarda görülme sıklığı daha yaygın olan bir fıtık çeşididir. Yaşamsal sıkıntılara yol açabilen bir fıtık çeşidi olduğundan şüphelenilmesi halinde derhal tedaviye başlanmalıdır. Genellikle 50 yaşından sonra daha sık görülür.

Mide Fıtığı Belirtileri Nelerdir?

Mide fıtığı, mide asidinin yemek borusuna geri dönmesini ve buna bağlı olarak mide ekşimesi problemi ile karşılaşılmasına neden olabilir. Bu en sık görülen mide fıtığı belirtisidir. Başlangıçta sadece reflü atağı olarak düşünülebilir. Mide fıtığının farklı belirtileri de söz konusudur. Küçük boyutlu mide fıtıkları herhangi bir semptoma neden olmazken büyük mide fıtıkları ise şiddetli semptomlara sebebiyet verebilir;

Göğüste ağrılı yanma hissi oluşması, yiyeceklerin veya sıvıların ağza kaçması, ağız kokusu, reflü atakları, midede ekşime oluşması, geğirme miktarında artış, hazımsızlık veya şişkinlik hissi, yutmada güçlük, öksürük krizleri, ağırlık kaldırırken veya dışkılama sırasında göğüs kafesinde ağrı hissi, nefes darlığı, ağızda oluşan acımsı tat, kusma, siyah dışkı veya kan kusma gibi semptomlar ile belirti gösterebilir. Hastalığın ilerlemesiyle görülen semptomların şiddeti artar. Kayan tipte mide fıtıkları mide fıtığının ilk oluşma evresi olup ilerlemedikleri müddetçe fark edilmeyebilirler. Bundan dolayı mide fıtığının sinsi bir hastalık olduğu bilinmelidir.

Mide Fıtığı Neden Olur?

Mide fıtığı, mide ve yemek borusunu birbirine bağlamada görev alan kasların erimesi sonucu gelişen bir durumdur. Kasların erimesi ile yemek borusunda sarkmalar oluşur. Midenin üst kısmında bulunan kasların zayıflaması farklı etkenlerle birleşerek mide fıtığına dönüşür. Tetikleyici nedenler değişse de mide fıtığının ana nedeni diyaframda meydana gelen zayıflamalardır.

Belirli durumlar mide fıtığına yakalanma riskini artırabilir. Sürekli kabızlıktan şikâyet etmek, düzensiz beslenmek, obezite, yaşlılık, mide bölgesinin aldığı bir hasar, diyafram yapısında yaşlanmaya bağlı değişimler, genetik yapı, sigara ve alkol kullanımı son olarak stres faktörleri mide fıtığı gelişmesinde etkili olabilir. Ağır işlerde çalışan kişilerde veya gebelik durumunda da mide fıtığı oluşumu gözlemlenebilir. Mide fıtığı görülmesi en sık fazla kilolu, 50 yaş üstü bireylerde görülür.

Mide Fıtığı Nefes Darlığı Yapar Mı?

Mide fıtığı semptomlarından biri nefes darlığıdır. Özellikle, paraösefageal mide fıtığında midenin yemek borusunu yanında konumlanmaya başlaması iç basıncı artırabilir. Bu durum kişilerde nefes darlığına neden olabilir. Kaslarda oluşan gevşemeye bağlı olarak mide içerisinde bulunan sıvının yemek borusuyla beraber nefes borusuna doğru hareket etmesi de yine nefes darlığına sebebiyet verebilir.

Mide Fıtığı Nereye Vurur?

Mide fıtığı, ilerlemesi halinde gözle görülür semptomlara sebebiyet verebilir. Midenin üst kısmı ve yemek borusunun arasında bulunan diyafram boşluğundan kas çıkıntısı halinde gözle görülür bir farklılık yaratır. Bu belirtinin yanı sıra, göğüste oluşan ağrı hissi, abdominal bölgede şişkinlik, ağızda biriken acımsı tat gibi vücudun farklı bölümlerinde etkileyen semptomlar gözlemlenebilir.

Mide Fıtığı Tedavisi Nasıl Edilir?

Mide fıtığının ilerlememesi veya kötüye gitmemesi halinde herhangi bir tedavi yöntemine başvurulmaz. Mide fıtığı gözlemlenen kişilerin doktor kontrolünde hastalıklarının seyrini takip etmesi önerilir. Fıtığın ilerlemesi halinde veya tekrarlaması halinde tedavi planlamasına ihtiyaç duyulabilir. Mide fıtığında en yaygın gelişen semptom mide ekşimesi ve reflü olmaktadır. Tedavi planlaması özellikle bu semptomların giderilmesi üzerine şekillenir ve mide asidini dengelemek üzere ilaçlar kullanılır. İlaç tedavileri dışında mide fıtığında ameliyat yöntemine başvurulabilir. İlaç tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda veya yemek borusunda iltihaplanma görülmeye başlanması halinde ameliyat kalıcı bir çözüm olarak sunulur.

Mide Fıtığı Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Mide fıtığı yaşamsal bir risk oluşturmaz. Kayan tipte gelişmesi sürecin başı olup daha kolay müdahale edilebilir bir dönemdir. Ancak paraösefageal mide fıtığı ciddi semptomlar göstermeye eğilimli bir fıtık çeşididir. Gastrointestinal kanamaya veya nefes darlığına kadar semptomlara neden olabilen mide fıtığı tedavi edilmelidir. Aksi takdirde, semptomların şiddeti artar ve kişilerin günlük hayatı oldukça olumsuz yönde etkilenir. Yutma güçlüğü gelişmesi nedeniyle malnütrisyon görülerek kişilerde besin yetersizliği görülebilir. Açığa çıkan ağız kokusunda artış kişinin özgüvenini olumsuz yönde etkileyebilir.

Mide Fıtığı Ameliyatı Zor Mudur?

Mide fıtığı ameliyatı farklı müdahaleler kapsamında gelişebilir. Mideyi karna çekmek, diyaframda bulunan açıklığı küçültmek, özefagus kaslarını yeniden yapılandırmak veya fıtık kesesinin çıkarmak yönünde uygulamalar yapılır. Küçük kesiler ile laparoskopik cerrahi yöntemleri sayesinde operasyonlar gerçekleştirilir.

Mide fıtığının boyutuna göre ameliyat zorluğu değişebilir. Küçük fıtıklarda genellikle laparoskopik yöntemler ile fıtığa kolayca müdahale edilebilir. Ancak dev mide fıtıklarında özellikle de kişinin kilolu olması halinde ameliyat zorlayıcı olabilmektedir. Mide fıtığı ameliyatları genellikle 1 saat içerisinde tamamlanabilen ameliyatlardır.

Mide Fıtığı Olanlar Nasıl Yatmalıdır?

Mide fıtığı olan kişiler ile sadece reflü sorunu yaşayan kişilerin uyuma şekilleri ile benzeri olabilir. Sırt üstü, boyun hafif dik olacak şekilde yatılması halinde mide asidinin yemek borusundan ağza gelmesinin önüne geçilebilir. Boyun ve gövde arasındaki bu farkı ayarlamak için yüksek bir yastıktan destek alınabilir. Bu durum semptomların birçoğuna azaltacak yöndedir. Yemek yendikten sonra yatılmamalı ve sindirim için süre tanınmalıdır. Mide bölgesinde basıncı arttıracak şekilde uyumaktan kaçınılmalıdır. Bundan dolayı yüzüstü uyuyan kişilerin sırt üstü yatma alışkanlığı kazanması önerilir. Ergonomik yataklar tercih edilebilir. Mide basıncını arttıracak dar pijamalı ile yatılmamalıdır.