Whatsapp

Duodenit Nedir? Duodenit Belirtileri Nelerdir?

Anasayfa » Blog » Duodenit Nedir? Duodenit Belirtileri Nelerdir?

Duodenum, sindirim sisteminin önemli bir üyesidir. On iki parmak bağırsağı olarak da adlandırılan bu yer ince bağırsağın ileum ve jejunum öncesinde gelen en kısa kısmıdır. İnce bağırsak ve midenin buluştuğu yer olan duodenum sindirim sisteminde yiyeceklerin parçalanması ve sindirilmesinden sorumludur. Sindirime yardımcı olmak için hormon da salgılayan duodenum; sekretin ve kolesistokinin hormonları salgılar. Sekretin vücudun pH seviyesini dengelemek üzere sodyum bikarbonat ve suyu bağırsağı taşıyarak duodenumdaki asidi nötralize eder. Kolesistokinin ise protein ve yağ sindiriminde görev alır. Duodenum hem hormon salgılaması hem de gerçekleştirdiği bağırsak hareketleri ile vücut için önemli bir organ kısmıdır. 

Ancak bazı durumlarda duodenum üzerinde gelişen olumsuz durumlardan dolayı duodenit kavramı ile karşılaşılabilir.” Duodenit nedir?” sorusu ise bu noktada açığa çıkar.

Duodenit Nedir?

Duodenit, duodenum zarında gerçekleşen iltihaplanmalara bağlı meydana gelen bir bağırsak hastalığıdır. Mide astarının iltihaplanması olan gastritle de görülebilen duodenit sindirim sistemini olumsuz yönde etkiler. Çeşitli belirtiler ile açığa çıkan bu hastalık kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Teşhis edilmesi veya belirti gösterilmesi halinde aksatılmadan tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. 

Duodenitin en yaygın nedenleri arasında Helicobacter pylori bakterisinden kaynaklı bir enfeksiyon gelişmesidir. Birçok insanın midesinde Helikobakter bakterisi bulunur. Ancak bazı durumlarda bakteri sayısı artışa geçerek mide enfeksiyonlarına ve hastalığa sebebiyet verebilir. Helikobakter aslında bir mide enfeksiyonudur. Ancak bazı durumlarda bakteriler mideden çıkarak on iki parmak bağırsağına girebilir ve burada peptik ülserlere nedir olabilir. Bağırsak yapısında meydana çıkan yaralar ise iltihaplanarak duodenit gelişmesine sebebiyet verebilir.

Duodenit Ağrısı Nerede Olur?

Duodenit farklı semptomlar ile açığa çıkabilirken bazı hastalarda herhangi bir ağrıya veya semptoma sebebiyet vermez. Ancak semptom gözlemlenmesi halinde karın bölgesinde gelişen ağrılar en sık karşılaşılan semptomlar arasında yer alır. Karın ağrısı genellikle kişi açken hissedilmekte olup bu semptoma ek olarak mide krampları ve midede gelişen yangı hissi de eklenebilir.

  Akalazya Hastalığı Nedir?

Duodenum Nerede bulunur?

Duodenum, ince bağırsağın mide ile bağlandığı bölgeden itibaren jejunum kısmına kadar olan bölgeye verilen addır. On iki parmak bağırsağı olarak da adlandırılır. İnce bağırsakta sindirimin devam etmesini sağlayan bu bölge önemli rollere sahiptir. Sindirimi desteklemesi, mideden gelen parçalanmış besinlerin ayrıştırılması ve gerekli karbonhidrat, protein ve yağ bileşenlerinin sindirilmesinde görev alır.

Duodenit Belirtileri Nelerdir?

Duodenit belirtileri sindirim semptomları olarak açığa çıkan kişinin günlük yaşam kalitesini düşürebilen belirtilerdir. Bazı duodenit hastalarında hiçbir semptom gözlemlenmezken sağlık kuruluşlarına danışan birçok hastanın karın krampları, şişkinlik ve gaz semptomları nedeniyle başvurduğu gözlemlenmiştir. Bu belirtilerin yanı sıra duodenit belirtileri aşağıdaki şekilde sıralanabilir.

  • Yemekten hemen sonra tok hissetmek
  • Kusma
  • Mide bulantısı
  • Yangı hissi
  • Demir eksikliği anemisi
  • Sindirim güçlüğü
  • Hasta veya yorgun hissetmek
  • Mide krampları

Duodenit Nedenleri Nelerdir?

Duodenit nedenleri arasında bahsedildiği üzere en sık karşılaşılan senaryo kişinin midesinde Helikobakter pylori bulunmasıdır. Helikobakter nedeniyle gelişen mide ülseri ve midenin içerisindeki bakteri dengesinin bozulmasından kaynaklı olarak bakteriler mideden bağırsağa geçiş yapabilir ve burada peptik ülsere sebebiyet verebilir. Gelişen ülserin iltihaplanması ile duodenit açığa çıkabilir.

Duodenit nedenlerinden bir diğeri ise aşırı yoğun miktarda ağrı kesici ilaç kullanılmasıdır. Aspirin ve ibuprofen gibi non-steroidal ilaçların kullanılması duodenite sebebiyet verebilir.

Alkol ve sigara alımı da benzer bir şekilde duodenit ile bağlantılıdır. Çölyak hastalığına sahip bireylerde duodenit gelişme sıklığının daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Otoimmün bir hastalık olan çölyak hastalığında gluten tüketiminin yoğun olması ile bağırsak kısımlarının bazı bölümlerinde iltihaplanmalar gözlemlenebilir. Bağırsakta meydana gelen hasarlar ise belirli bir süre ardından duodenite dönüşebilir.

Mide asidinin doğru pH’da olmamasına bağlı olarak da duodenit gelişebilir. Mide asidinin çok fazla olması on iki parmak bağırsağında mide asidi birikmesine sebebiyet vererek buradaki dokularda iltihap oluşturabilir. 

  Migren Nedir? Beslenme ile İlişkisi Var Mı?

Duodenit Tedavisi Nasıl Yapılır?

Duodenit belirtileri ve şüphesiyle sağlık kuruluşlarına başvuran hastalar çeşitli testlere ve kan tahlillerine tabi tutulur. Öncelikle kişilerin Helikobakter Pylori’ye sahip olup olmadığı incelenir. Kişilerden biyopsi almak üzere üst endoskopi yöntemiyle ağızdan on iki parmak bağırsağına kadar görüntüleme tekniklerine başvurulur.

Kişinin vücudunda farklı bir enfeksiyon durumu olup olmadığının anlaşılması üzerine gaita testleri yapılır. Çölyak hastalığından şüphelenilmesi halinde ise doktor çeşitli kan tahlillerine başvurur. Bazı durumlarda üst sindirim sistemini incelemek adına X ışını testleri veya Helikobakter Pylori’yi kontrol etmek için ise solunum testlerine başvurulabilir.

Duodenit teşhisi ardından kişilerin hastalığının ciddiyetine göre tedavi planlaması yapılır. Yaşam tarzı değişiklikleri her bir duodenit vakasında ihtiyaç duyulan bir unsurdur. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının hakim olduğu bir yaşama geçiş yapılırken çeşitli prosedürler de uygulanır. 

Öncelikle, bağırsak dokusunda gelişen iltihaplanmanın durdurulabilmesi veya yayılmasının önlenebilmesi için antibiyotiklere başvurulur. Proton inhibitörleri pompaları ile kapsamlı bir tedavi uygulanabilir. Bu pompalar sayesinde asit üreten hücreler bloke edilerek mide içerisindeki asit miktarının sağlıklı değerler aralığında olması sağlanır. Ciddi durumlarda cerrahi müdahalelere başvurulması gerekebilir. Tüm bunların yanı sıra duodenit tedavisinde yapılacak olan yaşamsal değişikler ihmal edilmemelidir.

Antibiyotikler kadar asit düşürücülere de ihtiyaç duyulabilir. Midede gelişen asidin azaltılması tedavinin önemli bir adımın oluşturur. Bu noktada bimetidin ve famotidin gibi ilaçlara başvurulabilir.

Yaşamsal değişiklikler kapsamında ise öncelikle kişilerin sigarayı bırakması ve alkol tüketimlerini minimum seviyeye indirmesi gerekir. Genellikle bir diyetisyen kontrolünde çalışarak beslenme planlaması yapılmalı ve glutensiz bir diyet uygulanmalıdır. Antioksidanlardan zengin besinlere beslenmede yer verildiğine özen gösterilmelidir. 

Mücteba Gündüz

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD

Yazı Sayısı: 343

Profili Gör
Mücteba Gündüz
Mücteba Gündüz

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD

Articles: 343

Bizimle İletişime Geçin!

Sizlere daha fazla bilgi verebilmek için bizimle iletişime geçin.

Teşvikiye Mh. Sezai Selek Sk.

Tayman Ap. No:16 D:7 Şişli,İstanbul,TR