Whatsapp

Şeker Bağımlılığı Nedir? Neden Oluşur?

Anasayfa » Blog » Şeker Bağımlılığı Nedir? Neden Oluşur?

Fazla şeker tüketimi dünya genelinde yaygın bir sorundur. Yüksek şeker tüketimi beraberinde şeker bağımlılığını getirirken şeker bağımlısı insan sayısı her geçen gün artış gösterir. Bu sayının artışıyla beraber ise beslenme şeklinden kaynaklı gelişen sağlık problemleri artar. Şeker tüketimine bağlı olarak kan şekeri seviyesi üzerinde meydana gelen değişimler belirli bir süre ardından bazı hastalıklara yakalanma riski oluşturabilir. Özellikle yoğun şeker tüketimine bağlı kilo artışı diyabet ile sonuçlanabileceğinden bu durum metabolik sendromların habercisi olabilir. 

Şeker bağımlılığı önüne geçilmesi gereken olumsuz bir beslenme davranışıdır. Yapılacak bazı yaşam değişiklikleriyle şeker bağımlılığından kurtulmak mümkündür.

Şeker Bağımlılığı Nedir?

Şeker bağımlılığı şekerli yiyecek veya içeceklere duygusal veya psikolojik olarak bağımlılık gelişmesi durumudur. Her geçen gün görülme sıklığı artan bu bağımlılık günümüz beslenme alışkanlıklarından kaynaklı sıkça karşılaşılan bir beslenme problemidir. Şeker bağımlılığı nedeniyle işlenmiş gıdalara ve rafine edilmiş ürünlere yönelim daha fazladır. Vücut belirli bir miktarda rafine şekeri tolere edebilir. Ancak şeker bağımlıları yoğun miktarda şeker tükettiklerinden şekere bağlı vücutta çeşitli hastalıklar gelişebilir. Yapılan bazı çalışmalar Amerikalıların %75’ine yakınının şeker bağımlısı olduğunu gösterir. Türkiye’de kesin bir oran belirlenemezken bile uzmanlar obezitenin artmasının nedenlerinden birinin de şeker bağımlılığı olduğunu düşünür.

Şeker Bağımlılığı Neden Oluşur?

Şeker bağımlılığı temelinde genellikle duygusal yeme bozuklukları yer alır. Kişiler kendilerini stresli veya mutsuz hissettiği zamanlarda aşırı yemeğe veya aşırı şekerli gıda tüketimine yönelebilir. Çok fazla ve çok hızlı yemekle beraber şeker tüketiminin artmasıyla şeker bağımlılığı gelişebilir. 

Şeker bağımlılığının temelinde diyabet hastalığı da yer alabilir. Kan şekeri seviyelerindeki ciddi artış beraberinde insülin direncini getirebilir. Bu durum kişilerin vücutlarına aldığı karbonhidratlardan yeteri kadar yararlanamamasını ve daha fazlasını yemeye eğilim göstermesiyle sonuçlanabilir. Kişiler şekerli gıdalara yönelimin arttırarak şeker bağımlılığı geliştirebilir.

  Osteoartrit (Kireçlenme) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Yapılan bazı çalışmalar alkolik ebeveynlerin çocuklarının şeker bağımlılığına daha yatkın olduğunu gösterir. Beyindeki dopamin reseptörleri alkol alımıyla beraber dopamin hormonu salgılarken şeker alımıyla da benzer etki açığa çıkar. Bu durum alkolizm tedavisi gören kişilerin daha sonrasında şeker bağımlılığı geliştirilmesiyle de sonuçlanabilir. Alkolik ebeveynlerden gelen genetik kodlama nedeniyle çocuklarda, küçük yaştan itibaren şeker bağımlılığı görülme riski yüksektir.

Endüstriyel gıdaların artmasıyla beraber küçük yaşlardan itibaren yoğun miktarda şeker tüketimi gerçekleşir. Çocukların sağlıksız besin tüketiminin yoğun miktarda olması çocukların yanlış bir beslenme alışkanlığı benimsemesine ve beraberinde şeker bağımlılığına sahip olmasına sebep olabilir.

Yaşamın herhangi bir döneminde yaşanılan travmaya bağlı olarak da şeker bağımlılığı gelişebilir.

Şeker Bağımlılığı Belirtileri Nelerdir?

Şeker bağımlılığının kolayca fark edilebilen belirtileri vardır. Bu belirtiler arasında en yaygın görülen genellikle yoğun miktarda şekerli yiyecek veya içecek tüketilmesidir. Kişiler sürekli yemek yiyebilir veya canları sıkkın olduklarında direkt olarak şekerli gıdalara yönelebilirler. Yoğun miktarda tatlı yemeleri ardından hala açlık hissi duyarak yemek yemeye devam edebilirler. Bu durumun temelinde kan şekeri seviyelerindeki değişim ve beraberinde belirli bir süre ardından gelişen insülin direnci yer alabilir. İnsülin direnciyle beraber kişiler besinlerdeki glikozdan tam olarak yararlanamayacağından her daim daha fazlasını tüketme ihtiyacı içerisine girebilirler.

Şeker Bağımlılığı Hangi Hastalıklara Yol Açar?

Şeker bağımlılığıyla beraber bazı hastalıkların görülme riski artar. Bunlardan en sık gözlemleneni kuşkusuz ki obezite ve diyabettir. Yoğun şeker tüketimine bağlı olarak vücutta insülin direnci gelişebilir ve bununla beraber diyabet riski artar. Yoğun şeker tüketimine bağlı kişiler kilo almaya başlayabilir. Durdurulmaması halinde fazla kilo alımıyla beraber obezite gelişebilir. Kilo artışıyla beraber ise kalp damar sağlığı olumsuz yönde etkilenebilir. Bu durum beraberinde hipertansiyon gelişmesine sebep olabilir ve kişilerin kalp damar hastalıklarına yakalanma riski artabilir.

  Hiperaktivite Nedir? Kimlerde Görülür?

Şeker Uyuşturucu Mudur?

Şeker tüketilmesi ardından vücutta kısa süre içerisinde yüksek bir enerji oluşabilir. Şekerin vücuttaki bu etkisi yapılan bazı çalışmalarda kokain uyuşturucu maddesi kadar şekerin de bağımlılık yaratabileceğini ileri sürer. Şekerle beraber vücudun salgıladığı dopamin ile kişiler kendilerini daha zinde ve daha mutlu hissederler. Yoğun şeker tüketimi ile beyin kendini şeker tükettiği zaman dopamin üretmeye şartlayabilir. Bu durum kişilerin günlük hayattaki dopamin seviyelerini düşürebileceğinden kişilerin daha çok şeker yeme ihtiyacı duymasına sebep olabilir.

Kaygılı veya stresli dönemlerde veya depresif dönemlerde kişilerin şekerli yiyecekleri tüketme ihtiyacı artabilir. Bunun nedeni vücudun dopamine ihtiyaç duymasından kaynaklı olarak dopamin salgılama etkisi olan yiyeceklere yönelmesidir. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak şekerin uyuşturucu bir maddeyle benzer ilişkileri olduğu düşünülebilir.

Şekersiz Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Şekeri tamamıyla hayattan çıkarmak bir şeker bağımlısı için oldukça zordur. Vücut belirli miktarda rafine şekeri tolere edebilecek kapasiteye sahiptir. Bundan dolayı kişilerin tamamıyla şekeri bırakması yerine şeker tüketimini oldukça sınırlandırması ve bununla beraber sağlıklı beslenme alışkanlıklarını benimsemesi önerilir. Şekersiz beslenmede ilk adım dengeli ve sağlıklı bir beslenme planı uygulanmasıdır. Beslenmede sağlıklı karbonhidrat kaynaklarına yer verilmeli ve kişiler ihtiyaç duyduğu kadar protein almaya özen göstermelidir. Tüm bunların yanı sıra sağlıklı yağlar da günlük beslenmeye eklenmelidir.

Şekersiz beslenmede taze meyvelerin yeri oldukça büyüktür. Kişiler ihtiyaç duydukları şekere taze meyveler sayesinde erişebilir. Bu noktada porsiyon kontrolü son derece önemlidir. Meyve içerisinde de şeker olduğundan sınırsız meyve tüketme gibi bir durum söz konusu değildir. Belirli porsiyonlarla meyveler günlük beslenmeye eklenmelidir. Taze sebzelerden yararlanmak da hem sağlıklı bir beslenme şekli hem de şekerden uzak kalabilmek için son derece önemlidir.

  Diyet- Ekmek İlişkisi

Kişilerin kendini daha sağlıklı ve zinde hissetmesi için su tüketimine de özen göstermesi gerekir. Su, vücutta biriken atık maddelerin atılmasını desteklediğinden ideal bir su tüketimiyle kişiler ödem tutmadan sağlıklı bir bedene sahip olabilir.

Şeker Bağımlılığının Tedavisi Nedir? Nasıl Geçer?

Tatlı bağımlılığından kurtulmak için yaşamsal değişiklikler yapılması önerilir. Öncelikle kişilerin sağlıklı bir beslenme düzenine geçiş yapması gerekir. Tam tahıllardan sebze ve meyvelerden ve yağsız protein kaynaklarından zengin bir diyet uygulayarak şeker bağımlılığından daha rahat bir şekilde kurtulabilir. Kişilerin besinlerden ihtiyaç duyduğu enerjiyi ve besin içeriklerini alması kişilerinin iştah kontrolünü daha rahat bir şekilde sağlamasını sağlar. Meyvelerden alınacak olan şeker ile şeker bağımlılığı bastırılabilir. Sağlıksız şeker kaynakları yerini sağlıklı şeker kaynaklarına bırakabilir. Beslenme değişiklikleriyle beraber psikolojik destek de alınması şeker bağımlılığını yenmeye ekstradan fayda sağlayabilir.

Şeker bağımlılığının tedavisinde farklı yaşam değişikliklerine de gidilmelidir. Alışverişe çıkıldığında şeker içerikli kaynakların alınmaması şekerli gıda tüketimini sınırlayabilir. Şekerli bir yiyeceğe ulaşımın kolay olmaması veya evde göz önünde bulunmaması akla gelmesini de önleyebilir. Bundan dolayı şeker bağımlıları için evlerinde şekerli yiyecekler bulundurulmaması önerilir.

Bir diğer önlem ise tatlı ihtiyacı hissedildiğinde tatlıya yönelmek yerine kişinin kendi imkanları ile hazırladığı yiyecekleri tatlandırmasıdır. Örneğin hazırlanan bir yulaf kesesinin içerisine taze meyveler ve bal eklenerek yiyeceğin tatlı tadı arttırılabilir. Bu sayede tatlı ihtiyacı sağlıklı bir gıda ile bastırabilir.

Belirli bir süre şekerli yiyeceklerden uzak durulması ardından vücudun şekere daha az ihtiyaç duyması sağlanır. Beyin kendi başına da dopamin üretebileceğini tekrar hatırlayarak kendi mutluluk hormonunu bu tür gıdalara ihtiyaç duymadan üretmeye devam eder. Yapılan bazı çalışmalar, 21 gün kuralının gerçek olduğunu vurgulamakta olup şekersiz beslenmenin 21 gün uygulanması halinde şeker bağımlılığından kurtulunabileceğini öne sürer.

 

Mücteba Gündüz

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD

Yazı Sayısı: 343

Profili Gör
Mücteba Gündüz
Mücteba Gündüz

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD

Articles: 343

Bizimle İletişime Geçin!

Sizlere daha fazla bilgi verebilmek için bizimle iletişime geçin.

Teşvikiye Mh. Sezai Selek Sk.

Tayman Ap. No:16 D:7 Şişli,İstanbul,TR