Meme Kanserinden Korunmak İçin Neler Yapılmalı?
Dünyada görülme sıklığı her geçen gün artan meme kanseri, günümüzde sekiz kadından birini etkileyen bir hastalıktır. Meme kanseri, mamografi taraması sayesinde erken tanı ve teşhisi konulabilen bir kanser çeşididir. Bu duruma bağlı olarak kurtulma ihtimali oldukça yüksek bir kanser türüdür. Özellikle sıfırıncı veya birinci evrede meme kanserinin teşhis edilmesi halinde erken müdahaleyle kişi meme kanserinden tamamıyla kurtulabilir.
Meme kanserinden korunmanın en büyük önlemlerden biri kırklı yaşların ardından düzenli olarak mamografi tetkiki uygulanmasıdır. Mamografi ile meme dokusunda meydana gelen milimetrik değişimler bile kolayca gözlemlenebilir. Memedeki kist veya nodül oluşumu direkt olarak elle hissedilemeyebilir. Mamografi sayesinde küçük değişimler bile gözlemlenebilir ve kistlerin kötü huylu olması halinde erken meme kanseri teşhisi rahatça konulabilir. Bu sayede kadınlar erken müdahaleyle meme kanserinden kurtulur.
Meme dokusunda iyi huylu kist veya nodül oluşumu tespit edilmesi halinde ilerleyen yıllarda bu durumların genel sağlık profilini olumsuz yönde etkilememesi için davranışsal değişimler yapılabilir. Bir kişinin vücudu kist üretimine yatkınsa ilerleyen zamanlarda da kistler gelişebilir. Bu noktada önemli olan kistlerin kötü huylu kiste dönüşmemesidir. Hücrelerin kanserleşmenin önlenmesi için genel olarak sağlıklı bir hayat şekli benimsenmelidir. Yapılacak olan davranışsal değişimler meme kanseri gibi birçok kanser çeşidinden korunulmasını destekler. Düzenli taramalar ve sağlıklı bir yaşamın benimsenmesiyle meme kanserinden korunulabilir.
Meme Kanserinden Korunmak İçin Davranışsal Değişimler
Sağlıklı bir yaşam ile birçok hastalıktan korunulabildiği gibi meme kanserine karşı da önlem alınabilir. Sağlıklı yaşama yönelik alışkanlıkları günlük hayatın bir parçası haline getirmek meme kanserine yakalanma riskini ciddi oranda azaltabilir. Meme kanserinden korunmak için yapılabilecek davranışsal değişimler aşağıdaki gibi sıralanabilir.
- İdeal Kilonun Korunması: Meme dokusu yağ dokusundan zengin bir yapıdır. Artan kiloyla beraber meme dokusundaki yağ miktarı artabilir ve yağ dokusunda meydana gelen değişimler kist oluşumlarına sebebiyet verebilir. Yine artan yağ dokusuna bağlı olarak vücuttaki hormonsal dengelerde değişimler gözlemlenebilir. Her 2 durumda da hem vücuttaki yağ dokusunun sağlıklı noktalarda kalması hem de meme dokusunun yapısının değişmemesi için ideal kilonun korunması önerilir. Fazla kilolu kişilerin sağlıklı kiloya ulaşması bağışıklık sistemini, meme dokusunun yapısının korunmasını ve daha birçok sistemi olumlu yönde destekler.
Kilo ile meme kanseri arasındaki ilişki menopoz sonrasındaki dönemde daha da belirgin hale gelir. Bunun temel nedeni menopoz sonrasında östrojen kaynağı olarak vücuttaki yağ dokusunun kullanılmasıdır. Vücuttaki yağ dokusu östrojen sentezlenmesinde büyük bir role sahiptir. Kişinin fazla kilolu olması halinde vücutta gereğinden fazla östrojen salınımı gerçekleşebilir ve bu meme kanseri riskini artırabilir. Tüm bu durumun önüne geçilebilmesi için ideal kilonun korunması önerilir.
- Düzenli Egzersiz Yapmak: Düzenli egzersiz ile kilo kontrolü daha kolay bir şekilde sağlanabilir. Yine düzenli egzersize bağlı olarak yüksek östrojen düzeyi dengelenebilir. Sporla beraber bağışıklık sistemi desteklenerek vücudun kanserli hücrelere karşı kendini daha kolay bir şekilde savunması sağlanır. Yapılan çalışmalar menopoz öncesinde haftada 4 gün düzenli spor yapan kadınların meme kanserine yakalanma riskinin daha az olduğunu gösterir.
- Alkol Tüketiminin Azaltılması: Her gün düzenli alkol alan kadınların meme kanserine yakalanma riskinin daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Alkol, östrojen metabolizmasını etkileyerek kan östrojen düzeyini yükseltebilir. Bu durum beraberinde meme kanserine yakalanma riskini artırabilir.
- Sigarayı Bırakmak: Sigara tüm kanser çeşitlerinde olduğu gibi meme kanseri riskini de artıran bir unsurdur. Sağlıklı yaşamak ve sağlıklı bir bedene sahip olmak için sigara tüketmemek oldukça önemlidir. Yukarıda bahsedilen yaşamsal değişimler de birlikte sigarayı da bırakarak meme kanserine karşı ciddi önlemler alınabilir.
Kadınlık Hormonu İlaçları ve Meme Kanseri Arasında İlişki Var Mıdır?
Kadınlık hormonu ilaçları ile meme kanseri arasında ilişki olduğu düşünülür. Özellikle menopoz sonrasında hormonları yerine koyma amacıyla başlanan hormon tedavileri, bir diğer adıyla hormon replasman tedavileri meme kanseri oluşması üzerinde etkili olabilir. Tedavilerle alınan östrojen ve progesteron gibi kadınlık hormonları meme kanseri riskini artırabileceği düşünülür. Özellikle progesteron odaklı tedavilerin daha riskli olduğu gözlemlenmiştir. Bundan dolayı gerçekten ihtiyaç duyulmadığı takdirde hormonsal tedavilerden uzak durulması önerilir.
Meme Kanseri Taraması
Meme kanseri taramasında başvurulan ana yöntem mamografi çekimidir. Mamografi bir çeşit röntgen yöntemidir. Memenin derialtı dokusunun görüntülenmesini sağlayan bu yöntem ile memedeki farklılaşmalar gözlemlenebilir. Her bir memeye ayrı ayrı uygulanan işlem sırasında meme 2 tabaka arasına sıkıştırılır. Bu sıkıştırma ile yağ dokusu ile diğer dokuların ayrışması sağlanır ve detaylı görüntüleme şansı yakalanır. Mamografi sonucu ile genel meme taraması yapılmış olur. Hastada herhangi bir kist oluşumunun tespit edilmesi halinde kistin incelenmesi üzerine onkoloji bölümüne sevk gerçekleştirilir. İhtiyaç duyulması halinde ise meme dokusundan alınacak örnek parça ile biyopsi gerçekleştirilir ve kanser taraması gerçekleştirilir. Kanser teşhisi konulması durumunda ise kişiye özel tedavi planlaması yapılarak meme kanseri tedavisine başlanır.
Meme kanseri taraması erken teşhis ve erken tedaviye başlama şansı yaratır. Bundan dolayı şüpheli bir durum gerçekleşmesi halinde kişiler mutlaka doktora danışmalı ve gerekli tedavi planlamasını aksatmamalıdır. Kadınlar 40 yaşından itibaren hiçbir şikâyet olmasa bile tedbir amaçlı her yıl düzenli olacak şekilde mamografi taramasına girmelidir. Meme kanserinde erken teşhisin hayat kurtardığı unutulmamalıdır.
Meme Kanseri İlaçla Önlenebilir Mi?
Meme kanserine yönelik yüksek risk altında bulunan kişiler için önleyici hormon tedavisine başvurulabilir. Tamoksifen ve raloksifen etken maddelerinden oluşan ilaçlar ile önleyici tedaviler sağlanabilir. Yapılan çalışmalar, yüksek meme kanseri riski taşıyan kadınlarda bu tür ilaçlarla beraber meme kanserine yakalanma risklerinin %50’ye varan oranda azaldığını göstermiştir. Bu tür ilaçlar kan pıhtılaşması gibi yan etkiler yaratabileceğinden mutlaka doktor kontrol altında düzenli takip ile kullanılmalıdır. Meme kanserine karşı önleyici tedavi olduğu iddia edilen kulaktan dolma bilgilere aldanmamalı, yukarıda bahsedilen davranışsal değişiklikler ön planda tutulmalı ve önleyebileceği ilaç tedavileri doktora danışılmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.
Bizimle İletişime Geçin!
Sizlere daha fazla bilgi verebilmek için bizimle iletişime geçin.
Teşvikiye Mh. Sezai Selek Sk.
Tayman Ap. No:16 D:7 Şişli,İstanbul,TR