Whatsapp

Mikrobiyata Nedir? Neden Oluşur?

Anasayfa » Blog » Mikrobiyata Nedir? Neden Oluşur?

Mikrobiyota kavramı son yıllarda tıp dünyasında sıkça gündeme gelmeye başlamış kavramlardan biridir. Vücuttaki mikroorganizmaları tanımlayan bu kavram; mantar, bakteri, virüs ve diğer mikroorganizmalar da dahil olmak üzere Vücutta bulunan her bir mikroorganizma yapısını içinde bulundurur. Vücutta farklı organların kendine ait bir mikrobiyotası bulunurken mikrobiyota içeriği en fazla olan organ bağırsaklardır. Mikrobiyotanın kendi içerisinde bir dengede olması gerekir. İyi huylu ve kötü huylu mikroorganizmalar arasındaki dengenin bozulması halinde çeşitli semptomlar ve sağlık problemleri gelişebilir. Bu nedenle sağlıklı bir vücut için mikrobiyota dengesinin de sağlıklı olması gerekir.

Bağırsak Mikrobiyotası Nedir?

Bağırsak mikrobiyotası, sindirim sistemi boyunca yer alan trilyonlarca mikroorganizmanın oluşturduğu karmaşık bir ekosistemdir. Bu mikroorganizmalar genellikle bakteri olmakla birlikte, mantarlar, virüsler ve diğer mikroorganizmalar da içerebilir. Bağırsak mikrobiyotası, sindirim süreçlerinde önemli bir role sahiptir. Mikrobiyota içerisinde bulunan mikroorganizmalar birçok farklı işlevi yerine getirir. Yiyeceklerin sindirimi, besinlerin emilimi gibi metabolik işlemler başta olmak üzere sindirim sistemi üzerinde mikrobiyotanın güçlü bir etkisi vardır. 

Bağırsak Mikrobiyotası Nasıl Oluşur?

Bağırsak mikrobiyotası, doğum anından itibaren oluşmaya başlar. İlk temas, doğum sırasında anneden geçen mikroorganizmalarla gerçekleşir. Normal doğum yapan bebekler, vajinadan çıkış esnasında annenin çeşitli mikroorganizmalarını yutar. Bu yutulan mikroorganizmalar bağırsak mikrobiyotasının ilk öğelerini oluşturur. Doğum ardından, bebeklerin cildi, ağızları ve solunum yolları ile diğer mikroorganizmalarla temas etmeye devam eder. Her bir temas ile bebeğin mikrobiyotası ilk birkaç yıl içinde şekillenir. Anne sütü bağırsak mikrobiyotasının gelişmesinde önemli bir role sahiptir. Anne sütü içerisinde, bağırsak mikrobiyotası sının oluşumu için gerekli olan probiyotikler, prebiyotikler ve immünoglobulinler gibi bileşenler bulunur. Bu bileşenler sayesinde doğru bakteri türleri bağırsaklarda yerleşebilir ve gelişebilir. Bu durum bebeğin hem mevcut hem de gelecekteki sağlığını olumlu yönde etkiler.

  Hepatit B Nedir?

Beslenme alışkanlıkları gündeme gelmeye başladığında bağırsak mikrobiyotası da etkilenir. Nüfus açısından zengin bir beslenme, taze sebze meyvelere yer verilen bir beslenme planı bağırsaklardaki iyi bakterilerin büyümesini teşvik eder. İşlenmiş gıdalar ve yüksek yağlı besinler gibi sağlıksız beslenme alışkanlıkları uygulanması halinde ise bağırsak mikrobiyotasındaki denge bozulabilir.

Bağırsak mikrobiyotasının oluşumunda çevresel faktörler de önemlidir. Antibiyotik kullanımı, bağırsak mikrobiyotası geçici veya uzun süreli değişiklikler yaratabilir. Stres, kullanılan ilaçlar ve çevresel toksinler de yine bağırsak mikrobiyotası etkiler.

Bağırsak mikrobiyotası bireysel farklılıklara sahiptir ve genetik faktörlerin etkisiyle kişiden kişiye değişir. 

Bağırsak Mikrobiyotası Ne Zaman Oluşur?

Bağırsak mikrobiyotası bebeğin doğum anı ile oluşmaya başlar. Vajinal doğum yapan bebekler annenin vajinasından mikroorganizmalar ile doğrudan temas ederek bağırsak mikrobiyotası oluşumunun ilk adımını atar. Günümüzde, mikrobiyotanın önemi gitgide arttığından sezaryen doğum ile doğan bebeklerde de annenin vajinasındaki mikroorganizmalar ile temas etmesi sağlanır. Bu işlem doktor tarafından gerçekleştirilir. Doğum anıyla başlayan bağırsak mikrobiyotası oluşumu ilk birkaç yıl içerisinde şekillenmeye başlar. Ardından beslenme alışkanlıkları, çevresel faktörler, sağlık durumu ve genetik faktörler etkisiyle bağırsak mikrobiyotasında kalıcı veya dönemsel değişiklikler meydana gelebilir.

Bağırsak Mikrobiyotası Neden Önemlidir?

İnsan vücudunun ikinci beyni olarak adlandırılan bağırsaklar, sindirim sistemi ve bağışıklık sistemi üzerinde önemli rollere sahiptir. Bağırsağın bu işlevleri bağırsak mikrobiyotasının da son derece önemli olmasını sağlar. Bağırsak mikrobiyotasının bir denge içerisinde bulunması bağırsak faaliyetlerinin verimli bir şekilde çalışmasını destekler. Sağlıklı bir sindirim sistemiyle beraber bağışıklık sistemi de düzenlenerek mevcut sağlık durumunun korunması veya iyileştirilmesi sağlanabilir.

Bağırsak mikrobiyotasında yer alan bazı mikroorganizmalar yiyeceklerin sindirimi için enzimler üretir ve sindirim sisteminin bazı bileşenlerini parçalar. Besinlerin emilimini artırarak bağırsaklardaki besinlerin daha etkin bir şekilde kullanılmasını sağlarlar.

  Hipoglisemi Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Bağırsak mikrobiyotası bağışıklık sisteminin gelişimi ve düzenlenmesi üzerinde önemli etkilere sahiptir. İyi bakteriler, bağışıklık sistemi hücrelerinin aktivasyonu ve bağışıklık yanıtlarının düzenlenmesini destekler. Bağırsak mikrobiyotası enerji üretiminde önemli bir rol oynar. Bağırsaklardaki fermantasyon sürecini gerçekleştiren bakteriler ile besinlerden enerji üretilmesi sağlanır. Bağırsak mikrobiyotasında dengesizlik gelişmesi halinde obezite ve metabolik sendrom gibi durumlar gelişebilir.

Bağırsak Mikrobiyotası Nelerden Etkilenir?

Bağırsak mikrobiyotasının dengesi, sağlığımızı etkileyen önemli bir faktördür. Bu dengenin bozulması, bağırsak hastalıkları, alerjik reaksiyonlar, obezite, diyabet ve bağışıklık sistemi bozuklukları gibi çeşitli sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilebilir. Modern yaşam tarzı, antibiyotik kullanımı, yanlış beslenme alışkanlıkları, stres, genetik yapı gibi faktörler bağırsak mikrobiyotasının dengesini olumsuz etkileyebilir.

Bağırsak Mikrobiyotası Bozulursa Ne Olur?

Bağırsak mikrobiyotası içerisinde bulunan iyi huylu ve kötü huylu mikroorganizmalar arasındaki dengenin bozulması halinde bağırsak mikrobiyotası bozulur. Bu dengenin bozulması çeşitli sağlık problemlerine neden olabilir. Öncelikle açığa çıkan semptomlar sindirim sistemi ile ilişkilidir. Bağırsak mikrobiyotası dengesinin bozulması sindirim süreçlerini etkileyebilir. Bu durum, gaz, şişkinlik, kabızlık ve ishal gibi belirtilere neden olabilir.

Bağırsak mikrobiyotasında gelişen dengesizlik bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. İyi bakterilerin sayısının azalması ve zararlı bakterilerin artması bağışıklık sistemi yanıtlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu durum bağışıklık sistemi bozukluklarına ve alerjik reaksiyonlara neden olabilir.

Metabolik süreçler üzerinde etkili olan bağırsak mikrobiyotası, bozulması halinde; tip 2 diyabet ve metabolik sendrom gelişme riskini artırabilir.

Bağırsak mikrobiyotasının bozulması mental sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir.

Bağırsak Mikrobiyotası Nasıl Düzeltilir?

Bağırsak mikrobiyotasında yer alan dengenin yeniden düzeltilebilmesi için çeşitli yöntemler uygulanabilir. Öncelikle kişilerin dengeli ve sağlıklı bir beslenme planı uygulaması gerekir. Lif açısından zengin besinler tüketilmesi, probiyotik ve prebiyotik içeren yoğurt, kefir, turşu gibi fermente gıdaların tüketilmesi öneriler. Lifli sebzeler ve probiyotik gıdalar iyi bakteri çeşitliliğini arttırabilir.

  Obezite ve Uyku İlişkisi

Bağırsak mikrobiyotası sının hızlı ve etkili bir şekilde iyileşmesi gerektiği durumlarda probiyotik takviyelerine başvurulabilir. Ancak takviyeler kullanılmadan öncesinde bir sağlık uzmanına danışılmalıdır.

Bilinçsiz bir şekilde antibiyotik kullanımından kaçınılması bağırsak mikrobiyotası için oldukça önemlidir. Antibiyotikler bağırsaklardaki iyi huylu bakterileri de etkilediğinden bağırsak mikrobiyotasını bozabilir. İhtiyaç duyulmadığı müddetçe antibiyotik kullanımından kaçınılabilir, antibiyotik tedavilerinde bağırsak sağlığını korumak üzere probiyotik takviyeleri alınabilir.

Stresten kaçınma ve uyku düzenini sağlayarak da bağırsak mikrobiyotasının olumlu yönde gelişimi desteklenebilir. Benzer bir şekilde düzenli egzersiz de mikrobiyota çeşitliliğini artırabilir ve bağırsak sağlığını destekleyebilir.

Bağırsak Mikrobiyotası ve Beslenme İlişkisi

Bağırsak mikrobiyotası ve beslenme arasında son derece yakın bir ilişki bulunur. Tüketilen besinlerin çeşitliliği ile bağırsak mikrobiyotası çeşitliliği desteklenebilir. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı uygulanması bağırsak mikrobiyotasını olumlu yönde etkiler. Taze sebze ve meyve tüketimine yer verilen bir beslenme şekliyle günlük ihtiyaç duyulan lif alımı desteklenir. Lifli besinler bağırsaklardaki iyi bakterilerin çoğalmasının desteklerken sindirim sürecini de olumlu yönde etkilerler. Tam tahıllar, kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler lif açısından zengin gıdalar arasında yer alır. Beslenme planına probiyotik ve prebiyotik etkili gıdaların eklenmesi yine bağırsaklardaki iyi huylu bakteri miktarını arttırır. Probiyotik gıdalar arasında; yoğurt, kefir, turşu ve tarhana yaraları. Hem lif hem de probiyotik kaynaklarının günlük beslenmeye eklenmesi bağırsak mikrobiyotasındaki dengeyi korumada ve iyileştirmede etkilidir.

Tüm bunların aksine dengesiz bir beslenme planı uygulanması, fast food gıdaların ve rafine şeker içeren ürünlerin yoğun tüketilmesi halinde bağırsak mikrobiyotası olumsuz yönde etkilenir. Kötü huylu bakterilerin artmasına neden olan bu beslenme şekli bağırsak mikrobiyotasındaki dengeyi bozabilir.

 

Mücteba Gündüz

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD

Yazı Sayısı: 343

Profili Gör
Mücteba Gündüz
Mücteba Gündüz

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD

Articles: 343

Bizimle İletişime Geçin!

Sizlere daha fazla bilgi verebilmek için bizimle iletişime geçin.

Teşvikiye Mh. Sezai Selek Sk.

Tayman Ap. No:16 D:7 Şişli,İstanbul,TR